PODCAST

30 Eylül 2014 Salı

Andres Fava'nın Güncesi - Julio Cortazar



Neruda ne demişti: “Daha önce hiç Cortazar okumamış olmak, hiç şeftali tatmamış olmak gibidir.” Baş yapıtı Sek Sek’ten sonra Andres Fava’nın Güncesi gelir. Adı günce fakat hem şiir hem nesir. Diğer kitapları gibi girift, kat kat. 100 küsür sayfalık, küçük bir mücevher.

Cortazar’ın çıraklık yıllarında meşgul olduğu sorulara cevap arıyor Anders Fava. Kurmaca bir soyağacı, kurmaca bir hayat, Cortazar’ın güncesi ve hayat hikayesine karışıyor. Defne Yayınları’ndan çıktı, nedense çok ses getirmedi. Hak ettiğinden azı reva görülüyor olması yazık. Yine de kitabı bulmak çok zor değil. Israrla öneririm, hele ki yazmaya merakınız varsa. Çeviriyi Ayşe Nihal Akbulut üstlenmiş. Fragmanla bitirelim:

“Üstelik bir günce tutabilmek için onu hak etmek gerek. Gide ya da T.E.Lawrence gibi. Günce, kaynayan şurubun üstünü bağlayan incecik dantel. Köpürmek, evet ama boş sahaların üstünü tutmaz köpük. İyi yaşadıysam, iyi öldüysem, dolanıp durduğum yer sağlam zemin olabildiyse, bayılarak yediğim kendi kendine acıma jölesi olmadıysa, köpük de tutar; söylemeden kalan şeyler sözcüklere dökülebilir, köpük artıkları, kavgadan artakalanlar.”

“Hep söylenir ve insan gülümsemekten kendini alamaz. Kullandığım dil düşüncelerimi, duygularımı dile getirmemi engelliyor. Doğrusu şu olurdu: Düşüncelerim, duygularım benim dile ulaşmamı engelliyor. Düşüncem ile benim aramda dil engel mi oluşturmakta? Hayır. Dilimle arama giren benim düşüncemdir. Bu yüzden, dil bayrağını gönderde en yukarı çekmekten ve ona tam özerklik kazandırmaktan başka çıkış yolu yoktur. Büyük şairlerde sözcükler düşünceleri yanlarına almaz; zaten sözcükler düşüncelerdir. Böylece, kuşkusuz onlar artık düşünce değil yalnızca sözdür.”