PODCAST

25 Aralık 2014 Perşembe

Bu Yalnızlık Benim - Metin Eloğlu


Metin Eloğlu. Şair, ressam. Ressamlığını bilmem ama müthiş bir şairdir. İsmet Özel Türk Şiiri’nin Cantona’sı ise, Eloğlu Maradona’sıdır. Hınzırlığı, sadakati –ki ressamlarda nadir görülür bir özelliktir-, samimiyeti -bu da ressamlarda nadir görülür şeylerdendir-, dik başlılığı, serseriliği, alaycılığıyla baş tacıdır. Eloğlu’nu okumamak kayıptır. Yüzlerce nefis şiirinin bir arada olduğu kitap tabii ki YKY’den çıktı. Bulmak pek zor değil. Ben iki şiirini bilirim ezbere: Biri Lokman Hekimin Sev Dediği (Bir kez olsun aşık olan herkesin ezberden okuması gereken bir şiir) diğeriyse Sen Gideli (Bir kez olsun aşk acısı çeken herkesin ezberden okuması gereken bir şiir). Tabii ki Sen Gideli ile bitireceğim:

23 Aralık 2014 Salı

Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk


Orhan Pamuk ülkenin en çok satan ama en az okunan yazarlardan biri. Siyasi meselelerdeki beyanları nedeniyle çok topa tutuldu. Ne vatan hainliği kaldı, ne nankörlüğü. Bir ara da intihal ile itham edilmişti. Kimi de Türkçe’yi doğru düzgün kullanmamasını eleştirdi. İşin bu kısmına açıkçası kafa yormadım. Bildiğim bir şey var ki o da bu adamın kalpten yazdığıdır. Hemen her kitabında Yeşilçam filmlerinin samimiyetini buluyorum. Bana kalırsa en iyi kitaplarından biri de Masumiyet Müzesi.

22 Aralık 2014 Pazartesi

Retorik - Michel Meyer



Retorik çok kabaca laf salatası anlamına geliyor. Antik filozofların bilhassa kafa yorduğu bir konu. Bilindik hikayedir; o dönemlerde bu bilgeliklerini, hatipliklerini yüksek ücretler karşılığı öğretenler çıkmış (Sofistler). Bilgiyi hükmetme aracına çevirmişler. Haksız bir adam ikna yeteneği sayesinde haklıya baskın çıkmaya başlamış vs... Bu sahte ya da aldatıcı argümanlara dayanan retoriği Platon zinhar kabul etmemiş. Platon’un sofistleri mahkûm etmesi retorik tarihinde çok belirleyici olmuştur. Kimi zaman propaganda, kimi zaman kandırma ve aldatma olgusuyla ilişkilendirilen retorik, o dönemden beri zihnin söylem ve fikirlerle manipüle edilmesine indirgenmiştir çoğu zaman. Her neyse, Michel Meyer yazmış tüm bunları. Kitabının adı da tahmin edebileceğiniz gibi Retorik.

20 Aralık 2014 Cumartesi

Zizek'ten Nükteler - Slavoj Zizek


Slovenyalı entellektüellerden. Bizde de entellektüelin besmelesi haline gelmiş bir isim. Günümüz filozofları arasında önemli bir yere sahip olduğunu kabul etmek gerekir. Kimi zaman anlaşılması güç bir üslupla anlatsa da meramını çoğu zaman açık, seçik yazar. Nüktedan da bir adam olduğu besbelli. Yoksa berduş bir filozofun Arjantinli top modelle ne işi ola? (İkinci eşi Analia Hounie’yi kast ediyorum). Malum, kadınlar güldüren erkekleri seviyor. Özellikle filozof tercih ettiklerini sanmam. Zizek’ten Nükteler isimli seçki de bu cevherin ürünü.

15 Aralık 2014 Pazartesi

Güzellik Hırsızları - Pascal Bruckner



1948 Paris doğumlu bir yazar. Bolca deneme yazmış. Masumiyet, güzellik, ayartma gibi konular en sık etrafında gezindikleri. Yeni Akım Fransız felsefecilerden sayılır ama felsefe alanında dişe dokunur bir şey yazdığını işitmedim. Romanları içinde en bilineni Güzellik Hırsızları.

11 Aralık 2014 Perşembe

100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi - Şevket Pamuk



Tarihi, o dönemin mali durumunu bilmeden değerlendirmenin mümkün olamayacağı konusunda zannederim herkes hemfikirdir. İktisat tarihi konusunda hem vatandaşların hem de birçok tarihçinin cahil olduğu da bir başka su götürmez gerçek. Bu konudaki neferimiz şüphesiz Şevket Pamuk’tur. Kariyeri en az Maradona’nınki kadar renkli ve zengin. Yale, Berkeley, Boğaziçi, London School of Economics... Kıssadan hisse sayılabilecek kitabı 100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi bir mücevher.

9 Aralık 2014 Salı

Baht-ı Siyah - İhsan Deniz



Sağ cenahın itelediği şairlerden. Bir sürü şiir kitabı basıldı. Kendi takımının gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Felsefe okudu. Köşe yazılarının beş para etmediği kanısındayım fakat şiirlerine şans vermek istedim. Bursa’daki İpekdili dergisine hizmeti görmezden gelinemez. Haliyle kitabını da İpekdili bastı: Baht-ı Siyah.

4 Aralık 2014 Perşembe

Etimoloji - Marek Stachowski



Marek Stachowski,  Polonya Türkolojisi’nin en önemli isimlerinden biri. “Diğerleri kimler ki de içlerinden birini önemli seçiyorsun?” sorusuna cevaben: “Włodzimierz Zajączkowski, Stanislaw Stachowski ve oğlu Marek Stachowski” diyebilirim. Hepsi de hafiye titizliğiyle çalışan, işlerinin tutkunu beyefendiler. Şimdi şimdi hanımlar da sahneye çıkmaya başladı Polonya Türkolojisi’nde (örnek: Barbara Podolak). Bildiğim kadarıyla tek kitabı tercüme edildi ve yayınlandı dilimizde: Etimoloji.

3 Aralık 2014 Çarşamba

İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti - Hagop Baronyan



Hagop Baronyan 1842 Edirne doğumlu. 1864’te İstanbul’a yerleşmiş ve yazmaya başlamış. İlk tiyatro denemesi olan Şark Dişçisi geçenlerde İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oynadı. Bence şahaneydi.  Başka oyunlar da yazmış tabii ancak bildiğim kadarıyla onlar Türkçe’ye çevrilmediler. Bu sırada gazetecilikle de meşgul oldu. Milli, dini ve siyasi meselelere oldukça ilgili biri. Bu ciddi konuları ağırbaşlı bir hicivle yazdı. 6-7 ay evvel Can’dan bir gezi kitabı çıktı: İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti.