PODCAST

20 Aralık 2014 Cumartesi

Zizek'ten Nükteler - Slavoj Zizek


Slovenyalı entellektüellerden. Bizde de entellektüelin besmelesi haline gelmiş bir isim. Günümüz filozofları arasında önemli bir yere sahip olduğunu kabul etmek gerekir. Kimi zaman anlaşılması güç bir üslupla anlatsa da meramını çoğu zaman açık, seçik yazar. Nüktedan da bir adam olduğu besbelli. Yoksa berduş bir filozofun Arjantinli top modelle ne işi ola? (İkinci eşi Analia Hounie’yi kast ediyorum). Malum, kadınlar güldüren erkekleri seviyor. Özellikle filozof tercih ettiklerini sanmam. Zizek’ten Nükteler isimli seçki de bu cevherin ürünü.

Kitap 130 küsür sayfa, hap gibi. Fıkralar bir kısmı bilindik, bayağı şeyler. Zizek sinekten yağ çıkarmaya çalışmış, bu nüktelerden Lacan’a, Derrida’ya falan ulaşmış. Beyhude çaba. Bir kısmı, hele ki Hristiyanlık ile ilgili olanlar oldukça iyi. Bunlardan da kimi zaman bir yerlere varmaya çalışmış ama bu da beyhude bana kalırsa. Zizek sadece fıkraları yazsaydı daha iyi bir kitap olabilirdi. İsmini de Zizek’in Sevdiği Fıkralar koyabilirdi. Birkaçı hariç çoğu laf kalabalığı olan açıklamalardan müteşekkil. Mizah sevenlere öneririm, iyi parça. Encore’dan çıktı. Bulmak zor değil.

“Tutuklanıp çarmıha gerilmeden evvelki gece, takipçileri endişelenmeye başlamıştı - İsa hala bakirdi, ölmeden önce biraz zevk yaşaması iyi olmaz mıydı? Bunun üzerine Mecdelli Meryem'den İsa'nın dinlenmekte olduğu çadıra gidip onu ayartmasını istemişler. Meryem bunu seve seve yaparım deyip çadıra gitmiş. Ama beş dakika sonra, dehşete düşmüş ve öfkeli bir halde çığlık ata ata kaçmış oradan. Takipçiler ona ne oldu bitti diye sormuş ve Meryem izah etmiş: "Kıyafetlerimi yavaşça çıkardım, bacaklarımı uzattım ve İsa'ya kukumu gösterdim; ona baktı ve 'Ne feci bir yara! iyileştirmek lazım!' dedi ve avucunu nazikçe üzerine koydu."

1930'ların ortalarında Bolşeviklerin Politbüro'sunda hararetli bir tartışma dönüyordu: Komünizmde para olacak mıdır olmayacak mıdır? Solcu Troçkistler paranın olmayacağını, çünkü paraya yalnızca özel mülkiyeti toplumlarda ihtiyaç duyulduğunu, Buharin'in sağcı taraftarları ise komünizmde elbette para olacağını, çünkü her karmaşık toplumun ürünlerin mübadelesini düzenlemek için paraya gereksinim duyduğunu iddia ediyordu. En sonunda, Stalin Yoldaş devreye girip Solcu ve Sağcı sapmaların her ikisini de reddettikten sonra, hakikatin karşıtların üst bir diyalektik sentezi olduğunu iddi etmişti. Diğer Politbüro üyeleri ona bu sentezin nasıl bir şey olduğunu sorduğunda, Stalin sakince şu cevabı vermişti: "Para olacak ve para olmayacak. Bazılarının parası olacak, bazılarınınsa olmayacak."