PODCAST

3 Aralık 2014 Çarşamba

İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti - Hagop Baronyan



Hagop Baronyan 1842 Edirne doğumlu. 1864’te İstanbul’a yerleşmiş ve yazmaya başlamış. İlk tiyatro denemesi olan Şark Dişçisi geçenlerde İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oynadı. Bence şahaneydi.  Başka oyunlar da yazmış tabii ancak bildiğim kadarıyla onlar Türkçe’ye çevrilmediler. Bu sırada gazetecilikle de meşgul oldu. Milli, dini ve siyasi meselelere oldukça ilgili biri. Bu ciddi konuları ağırbaşlı bir hicivle yazdı. 6-7 ay evvel Can’dan bir gezi kitabı çıktı: İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti.

Kibar fakat budalaca değil, alaycı ancak kibirden uzak, matrak bir kitap. İstanbul’un pek de uzak sayılmayacak geçmişini okumak eminim herkesi şaşırtır. Bu kadar zamanda nasıl oldu da böyle değişti, çirkinleşti ve nasıl oldu da bazı şeyler hep aynı kaldı hayret. Dönemin Ermeni toplumunun kaygı, hassasiyet ve mizacını anlamak için de oldukça faydalı bir eser olduğu kanaatindeyim. Sıkılmadan okuyacağınızı garanti edebileceğim bir kitap. Bulmak kolay.

"Bu köydekiler genellikle milliyetçi duygulara sahip olmaktan utanır [...] İkindiye kadar uyur, gece uyanır ve başlarlar kendi prafalarına [...] Birbirlerini yerin dibine sokar, yüz yüze geldiklerinde göğe çıkarırlar [...] Moda bir çeşit hastalıktır burada [...] Köyün eğlence yeri, denizin üstündeki Moda burnudur. Oraya gidenler denize bakmaz, daha eğlenceli olduğunda güzel kadınlarla ilgilenirler." –Kadıköy

“Çalışkan ve hamarat birini görürsen anla ki Anadolu Ermenisi’dir, yerlisi bir iş beceremez.” Gedikpaşa

“Museviler fiyat ve ücretler, Rumlar da ticaret hakkında konuşurlar.” – Hasköy

“Yirmi parası bile olmayan Rotschild’in oğlu gibi giyinir. [...] Cennet gibi parkları ünlüdür. Bilge ağaçları var iyiye ve kötüye.” – Pera/Beyoğlu