PODCAST

16 Eylül 2014 Salı

Gün Ortası Karanlık - Arthur Koestler



Macar asıllı İngiliz yazar. Aşkenaz’dır. 13.Kabile isimli kitabında (ilginç bir kitaptır) Aşkenazların Hazar Türkleri olduğunu iddia eder. Ne kadar doğrudur bilmem ama beni ikna etti. Uzun zaman komünizme sempati duyar sonra Komünist Parti’ye katılır. Çok kısa süre sonra hayal kırıklığına uğrar ve partiden ayrılır. İlerleyen yıllarda hastalıklarla boğuşur. Parkinson yazmasını güçleştirir, kanser sonrası yaşamak iyice çekilmez olunca karısı ile beraber intihar eder. Karısı, onsuz hayatı göğüslemeye korktuğunu yazar. Gün Ortasında Karanlık, yazarın tüm hayal kırıklığı ve kasvetini yansıtan, sert bir kitap.

Neden komünist olduğunu şöyle yazmış: “Kendiliğinden ciddi şekilde zengin olanlara karşı güçlü bir antipati geliştirdim. Bu onlar istediklerini alabildikleri için değil ama bunu suçluluk hissetmeksizin yapabildikleri için oluştu.” Koestler ‘kendilerini besleyen çobanlara’, ‘soyluluğun boş kabuğuna yapışanlara’ kin duyar kısaca. “Bundan böyle, hayatı yaşamaya değer kılan şeyle birlikte tekrar inancını kaybetmeye, feryat figan ve diş gıcırtısından başka bir şeyin olmadığı dışarıdaki karanlığa tekrar düşmeye dair ara sıra hissettiği korkusundan başka hiçbir şey, dönenin iç huzurunu ve sükunetini bozamaz.” Koestler inancından döndükten sonra hayat belli ki çekilmez olmuş. Kitapta ‘bir numara’ diye anılan zat Stalin’dir. Bir nevi distopya romanı. İletişim’den çıktı. Bulmak kolay. Çeviri Pınar Kür’e ait. Kitaptaki alıntılar kitabın ruhunu çok iyi yansıtıyor:

“Kimse suç işlemeden ülke yönetemez.” (Saint-Just)

“Kimi kez sözcükler gerçekleri gizlemek amacıyla kullanılmalıdır. Ancak bunu öyle bir biçimde yapmalı ki, ya kimse farkına varmasın; ya da, mutlaka birinin dikkatini çekecek olsun.” (Machiavelli)

“Konuşmalarınız evet, evet; hayır, hayır ile sınırlı olmalı; çünkü daha fazlası kötülükten gelir.” (Yeni Ahit)

“Yolu göstermeden amacı göstermeyin bize. Dünyada sonlar ve yollar öyle karışmış ki birbirine, birini değiştirdiniz mi öteki de değişiyor. Her farklı yol başka bir son getiriyor.” (Ferdinand Lassalle)