PODCAST

10 Temmuz 2014 Perşembe

Baudelaire Paranoyası - Ken Bruen



Kara roman polisiyenin bir alt türü. Polisiyede ortada bir gizem vardır ve kriminolojik olayların incelenmesiyle sır perdesi aralanır. Kabaca bir problemin çözümünün hikayesidir. Kara romandaysa cinayet ortadadır. Okuyucu daha en başından maktulü, katili tanır. Buradaki amaç problemin ve sürecin psikolojik analizidir. Polisiyede okuyucu kendini çoğunlukla katilin izini sürerken bulur fakat kara romanda kendinizi katilin de yerine koyarsınız. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sı bu türün en iyi ve en meşhur örneklerinden biridir. Kara roman okumak isteyenler için bir cevher Ken Bruen. Baudelaire Paranoyası da yazarın en iyi romanı bana kalırsa.



Kitap bir raydan çıkma hikayesi. Mizahi yönü çok kuvvetli ve sürükleyici bir kitap. Yazarın Ada'lı olduğunu kapağa bakmadan bile tahmin edersiniz. Hayran bırakan bir kibirle ve soğukkanlılıkla yazılmış. İlmek ilmek kurgu ve pırıl pırıl zekadan müteşekkil. Kitap için çevirmeninden daha iyi bir referans olamaz: Avi Pardo. Sel Yayıncılık'tan çıktı. Adettendir fragman verelim:   

"Silahın neden eşitleyici olarak nitelendirildiğini ve insanların ellerine alınca neden sapıttıklarını anlayabiliyordum."

"Yurttaşlarımızın en yavanının ne kadar güvende olduğunu sorgulamak istedim. İşin içine biraz da Baudelaire kattın mı hangi zamanda olsa kefelerin dengesini bozarsın. Dengesini yitirmiş bir İngiliz erkeğinden daha tehlikeli pek az hayvan vardır."

"Brenda sekreterdi ve mantıklıydı ve sessizdi. Yatağa girdiğimizde birbirimize sık sık teşekkür ederiz. Nedeni saygı mı yoksa sadece İngilizce mi bilmiyorum."