PODCAST

17 Temmuz 2014 Perşembe

Sek Sek - Julio Cortazar



Cortazar Arjantin'in, Güney Amerika'nın ve dünyanın en iyi yazarlarından biri. Pablo Neruda diyor ki: "Cortazar'ın hiçbir yapıtını okumamış olmak, ömür boyu şeftali yememiş olmak gibi bir şeydir." Hatta eli arttırıyor ve ekliyor: "Cortazar okumamış insan bir kader kurbanıdır." Sonuna kadar katılıyorum. Alaycı, kederli, zeki ve matrak bir adam. Sek Sek, yazarın en meşhur kitabı. Ününü sonuna kadar hak ediyor.
Üslubuyla da kurgusuyla da sıradışı, deneysel bir roman. 56 bölümlük çekirdeği saran 99 bölümden oluşur. Tıpkı şeftali gibi. İlmek ilmek kurgulayıp, elinin tersiyle yıkıyor defalarca. Hallaç pamuğu gibi atıyor okuyanı. Müthiş güçlü bir anlatım. Bölümden bölüme atlıyorsunuz seksek gibi. Okuduğum ve sanırım okuyacağım belki de en güzel, en tertemiz roman. 32. bölümde Rocamadour'a yazmış olduğu mektubunda La Sibylle "Fındık burunlum, balım, küçücük ağacım, tahta atım..." diye yazar. Ben bundan daha içten, daha özlem dolu bir hitap daha görmedim, duymadım. Sadece şu satırlar için bile okurdum bu kitabı. Hele hele:

"Anılar geldi kusmuk gibi ağzına"
"Tek hatam yeterince yanıcı olmamam, yeri gelmişken kadınımın ellerini ayaklarını ısıtabilsin diye tutuşamamam. Beni ateş almaya hazır çalılık sandı, bense onun boynundan aşağı bir testi soğuk su oldum ola ola. köpoğlusu; zavallı çocuk kadın!"
"Mutluluk insanın yalnızca kendisine aittir, tek kişilik mutluluk, oysa mutsuzluk herkesin gibidir, herkese ait gibidir..."

N'olur okuyun. YKY'den çıktı.