Ray Huang (1918-2000) İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrası Milliyetçi Çin Ordusu’nda küçük rütbeli bir subay. Sonradan doktora için Amerika’ya geliyor (Michigan Üniversitesi). Daha sonra 16 yıl ders veriyor bu ülkede. Çin Tarihi ile ilgili nitelikli kitap bulmanın çok zor olduğu Türkçe’de bulunmaz bir nimet bu kitap. Dünya nüfusunun çeyreğini oluşturan, hiçbir zaman resmi bir ‘semavi’ dini olmayan, bin yıllardır aynı toprakları muhafaza edebilen, köklü bir kültürün vârisi olan ve hakkında bilinenlerin çoğu kulaktan dolma bilgilerden ibaret bu ülkenin tarihini öğrenmek için atılacak sağlam bir ilk adım bu kitabı okumak.
M.Ö.1600’den M.S.1990’a kadar
uzanıyor yelpazenin uçları. Sadece Çin’in
değil, bu topraklarda yaşayan milletlerin de tarihi anlatılıyor. Türklerin Orta Asya’daki davranışlarını,
kültürlerini, politikalarını ve inanışlarını Çin Tarihi bilmeden anlamak olanaksız. Keza Moğol, Koreli ve Japonlar
için de böyle. Alışılmış tarih anlatımının çok dışında bir anlatım var. Tarih
yazımı çok uzun zamandan beri savaşlar külliyatından oluşurken Huang savaşların ismini ve sonuçlarını
anıp geçmiş. Savaşları bir neden değil, sonuç olarak görenlerden. Piktogram ve
ideogramlardan oluşan Çin alfabesinin, Çin tarihine etkisi; kaynak-tarla
sisteminin derebeylik sistemi ile ilişkisi; Sarı
Nehir’deki çamur oranı ile Çin Seddi’nin
konumu arasındaki bağlantı; coğrafyanın tarih üzerindeki belirleyici rolü; Konfüçyüs geleneğinin temelleri; Wang Anşi’nin bundan 1000 yıl önce önerdiği
kredi sistemi; Afyon Savaşları, Çin edebiyatı
ve müziği, nihayet Çin’e cumhuriyetin gelmesi, İkinci Dünya Savaşı... Kronolojiye çok bağlı kalmadan anlatılmış
her şey. Harita ve kronolojik tablolar harika tasarlanmış; on sayfada
anlatılacak şeyi tek sayfaya indirmiş. Okuduğum en iyi tarih kitaplarından
biri. Ne var ki yine de öğrenmesi çok güç. Hem isimlerin bizim alıştığımız
melodilerden epey farklı olması, hem çok girift ilişkiler ağını çözmedeki
zorluk, hem de kültürlerini anlamakta zorlanışımız işi güçleştiriyor. O kadar
uzun zamandır Batı her şeye hakim ki, onların şablonuna oturtamadığımız şeyi
anlamakta fevkalade zorlanıyoruz. İstanbul
Bilgi Üniversitesi Yayınları’ndan çıktı. Bulmak kolay. Tarih severler için
olmazsa olmaz.