PODCAST

20 Eylül 2017 Çarşamba

Othello - William Shakespeare



Shakespeare'den ilk kez Hamlet'i okudum. Kitabı bitirdiğimde "bu adam ne yazdıysa okuyacağım" dedim. Othello da ikinci oldu. Hislerim benzer. Bu kitabı bir yıl evvel okusam anladığımı sanırdım. İki saatte bitirir, bir kenara kordum. İsmi geçtiğinde hayal meyal konuyu ancak anımsardım. Şimdi hiç değilse biraz anladım gibi geliyor. Her on yılda bir okuyup, neler düşündüğümüz yazsaymışım/yazsam keşke.
Oyunun konusu alelade. Bilmeyen de yoktur. "Kitap neyi anlatıyor" diye soranlara yapıştırırsınız cevabı: "Kıskançlık hakkında" Othello'nun yaveri Iago, herifin aklına bir kuşku tohumu eker. O güne dek kıskançlık nedir bilmeyen Othello'ya, o günden sonra rahat uyku yoktur. Puşkin ise Othello'yu kıskanç olarak nitelemez. "Bana kalırsa Othello güvenen bir insandır" der. Kıskançlığın abartılı ama hakikaten yakıcı bir anlatımı var oyunda. Daha süssüz fakat daha teferruatlı bir anlatım için Proust okumanızı öneririm. Bilhassa Cilt 5: Albertine Kayıp. Fakat elbet bu iki metin kıyaslanamaz. Othello'daki süslü pek çok lafın berisinde yalın, bilgece hakikatler ile cevabı zor sorular var: Othello Desdemona'yı gerçekten seviyor mu yoksa onun sevdiği Desdemona ve onun  temsil ettiklerine sahip olmak mı? vs.  Mutlaka okumanızı öneririm.

"En büyük kaygısı vicdanlarının, günah işlememek değil, gizlemektir günahlarını"

"Bir kez fırsat verdin mi kuşkuya, karara da vardın demektir"

"Hem güzel hem akıllıysa bir kadın bilir ki güzelliği kullanılmak, aklı kullanmak içindir."