Öğrenmek ve anlamak arasında bir fark olduğunu yeni keşfediyorum. Bu zamanın geleceğini tahmin ediyordum. Shakespeare ismini ona kayıtsız kalacak kadar çok duydum ben de. Şimdi, yavaş yavaş toyluğumun kırıldığı bu dönemde okumaya başladım. Merakımı doyurmak için değil, anlamak için okudum. İşe Hamlet ile başladım.
Sıradan bir hikaye. Aynı örgüye sahip yüzlerce masal olduğuna eminim. "Bu adamı meşhur eden şey üslubu, laf ebeliği olsa gerek". Hakkını teslim etmek gerekir, büyük bir şair herif. Üşenmedim, kimi yerlerde İngilizce metnine baktım. Melodi ve ritm sarkaç gibi gidip geliyor. Bizim vezinden epey farklı. Iampic pentameter diyorlarmış bu vezne: ba-DUM, ba-DUM, ba-DUM, ba-DUM, ba-DUM diye gidiyor ritm. Hamlet'ten örnek:
"and BY opPOSing end THEM? To DIE to SLEEP;
no MORE; and BY a SLEEP to SAY we END"
Fakat bunlar işin süsü. Perdenin ardındaki 'basit' hikaye buradaki mücevher. Tadına varılması gereken şey bu. 30 yıl sonra anladığınız nasihatler gibi. Bir türlü babasının öcünü alamayan Hamlet hakkında Frued'un yorumlarını da okuyunuz. Bu nasihatten ders çıkarmak için iyi bir kılavuz. Ezcümle: Okumanızı, tekrar okumanızı, hakkında yazılanları da okumanızı tavsiye ederim. Bilgece.
"Kanı kaynadığı yaşta insanın,
Yürek ne yeminler ettirir dile, bilirim.
Bu alevler, kızım, çok parlar az ısıtır;
Daha tutuşurken sönüverir:
Ne parıltıları kalır ne sıcaklıkları"
"Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek"
"Vicdan böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini"
"Doğru sözlü güzel yüzlüyseniz, doğruluğunuzun güzelliğinizle hiçbir alışverişi olmamalı [...] çünkü doğruluğun gücü güzelliği kendine benzetinceye kadar, güzelliğin gücü doğruluğu bir kahpeye çevirebilir."
"Öz olmayınca söz yükselmiyor göklere"
"Senin yaşında coşkun değildir insanın kanı Durgunlaşır, akla uydurur aşkını"
"Bir şey var sevginin alevleri içinde Kendi kendini yiyen bir fitil, kömür var. İlk hızını bir daha bulamıyor sevgi."
