PODCAST

18 Kasım 2017 Cumartesi

Kokteyl Parti - T.S.Eliot



Thomas Stearns Eliot. Amerika doğumlu İngiliz. Pür asalet bir herif. Mürekkep yalamış, saç sakal ağartmıştır. Muhafazakar cenahtandır. Muhafazakar cenahtan çıkan şairler, umum alemde taciserdirler. Bizde de öyledir. İsmet Özel, Süleyman Çobanoğlu, Sezai Karakoç, Furkan Çalışkan... Eliot hem bir şair, hem bir oyun yazarı. Nobel'i de var. 1948'de almış. Güzel bir lafı var: "Nobel, kişinin mezarına bilet kesmektir. O'nu aldıktan sonra kimse bir şey üretememiştir." Nobel sonrası iki eser verebilmiş. Kokteyl Parti onlardan biri.  


Bir müzayedede denk geldim kitaba. Türkçesi: Bülent Ecevit yazıyordu kapakta. Hemen atladım. Bilgi Yayınevi'nden çıkmış. Sahaflarda kolaylıkla bulunuyormuş. Bu oyundan bu kadar etkileneceğimi sanmazdım. Pek çok cümleyi tekrar tekrar okudum, defterime yazdım. Bu yaşıma kadar bu adamla tanışmamış olmama hayıflandım. Herâyîne okuyunuz.

"-Olduğu gibi kabul ediyorduk birbirimizi [...] Alışmıştık birbirimize [...] Gidivermesi böyle... Kimse karanlıkta bırakılmak istemez. Bir bitmemişlik var bu işte.

-Evet, bitmemiş. Kimse karanlıkta bırakılmak istemez. Ancak o kadarla da kalmıyor. Asıl sorun kişiliğinizi yitirmenizdir. Daha doğrusu, kendiniz sandığınız kişiyle ilişiğinizin kopması. Kendinizi pek insan gibi göremezsiniz artık; bir eşya parçası olmuşsunuzdur sanki. Canlı bir eşya gerçi ama bir kişi değil."
"Karınızı neden istediğinizi söyleyemiyorsunuz; onu istediğinize inanmak için bundan iyi neden olamaz."
"Bu sabahtan beri ilk kez kendimi orta yaşlı bir adam gözüyle görüyorum. İlk kez başlıyorum yaşlanmanın ne olduğunu duymaya. En kötü an bu yaşamda... En çok istediğin şeylere istek duymaz olduğun an... Düşün ki isteyebileceklerine doymamışsın daha; istenecek neler var daha, bilmiyorsun, hala da isteklerden ne kalmışsa geride hepsini isteyebilmeyi diliyorsun."
"Karar vermiş olmanın etkisinden kurtulmadan düşüncenizi değiştirecek durumda olamazsınız"
"İki yararı var hastalığının ona: Bir kendinden kaçmasını sağlıyor, bir de karısına üstün çıkmasını."
"...kendinizi ilgi çekici bulmanın geçici tadıyla..."
"Sevebilme yeteneğinden yoksun olma kuşkusu; daha az yontulmuş insanlardaki iktidarsızlık korkusu gibidir tıpkı.
"Hastalarımdan çoğu derdinin ne olduğunu anlatmakla başlar, sonra da bana ne yapmam gerektiğini bildirirler."