Yahudi asıllı İngiliz sosyolog ve
filozof. En çok ses getiren yazıları Holocaust
üzerinedir. Ülkemizde de okuyucu bulmuş olacak ki on küsür kitabı tercüme edilmiş.
Ölümlülük, Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri sadece felsefe severler
değil sosyoloji, teoloji ve antropolojiye merak duyanlar için de iyi bir seçenek
olabilir. Pek kaba bir özet olacak ama kitabın etrafında döndüğü ana fikir,
insanın ölümsüzlük çabası.
Bauman’ın üslubu Baudrillard’ı
anımsatıyor. Laf kalabalığı yok. Konu da çok çetrefilli sayılmaz. Anlamak için
tekrar tekrar üzerinden geçmeniz gereken kitaplardan değil. Aynı zamanda ölüm
hakkında bir antoloji gibi. Zengin bir kaynakçası var. Elias Canetti’nin Ölüm
Üzerine’si (ölüm üzerine yazılmış en çarpıcı, kasvetli ve şiirsel kitap
belki de) ile birlikte okunmasını tavsiye ederim. Birbirlerinin boşluklarını
doldurmada bu iki kitaptan daha iyisini bulamazsınız. Ölümlülük, Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri
Ayrıntı’dan çıktı, bulmak pek zor değil. Fragmanla bitirmek adetten:
“Diğer hayvanların tersine, yalnızca bilmeyiz; aynı zamanda bildiğimizi
biliriz. Farkında olduğumuzun farkındayız, bilincimizin olduğunun, bilinçli
olduğumuzun bilincindeyiz. Bilgimizin kendisi bilginin nesnesidir.”
“Baudrillard’a göre mezarlıklar ilk gettolardır; gettoların ilk
örnekleridir, daha sonra ortaya çıkacak bütün gettolar için modeldir.
Birbirinden farklı biçimde düzenlense de, bütün ölüm törenleri birer dışlama
hareketidir. Ölünün anormal ve tehlikeli olduğunu, kendisinden uzak durulması
gerektiğini açığa vurur. Ölüyü normal, zararsız, aralarına girebilecek
kişilerin arasından kovar. Ama yaptıkları bununla kalmaz. Bulaşıcı hastalığı
olan da yanlış tedaviye uğramış kişilere uyguladıkları yöntemin aynısını ölüye
de uygulayarak, ölüyü, uzakta tutuldukları sürece güçlerini kaybeden tehlikeler
arasına sokarlar.”