Philippe Petit. 1949, Fransa.
İp cambazı. İkiz Kuleler arasındaki
korsan gösterisiyle çok kişinin dikkatini çekti. Bir saate yakın süren
gösteride ipin üzerinde sırt üstü yatıp rüzgarı dinledi, semayı izledi. ‘Kan
dondurucu’ dedikleri cinsten soğukkanlı. Belgeselini çektiler: Man On Wire. İlham vericiydi. Bir de
kitap yazdı: İp Cambazı.
Kitap beyefendinin kısa bir
yaşamöyküsü ile açılıyor sonra mevzu ip cambazlığına ve yükseklere geliyor. “Yerden birkaç metre yükseklikteki bir ipte
yürüyen, dans eden ya da akrobatlık yapan biri ip cambazı değildir. İpi gergin,
gevşek, birtakım gereçlerle donanmış olabilir ya da çok gevşek olabilir,
sırıklı ya da sırıksız çalışılabilir, ip dansçısıdır bu kimse. Ayrı şekilde
ince pirinç ya da çelik tel kullanan kimse de tel cambazıdır. Geriye gösterisi
kumara benzeyen kişi kalıyor. Korkusundan gurur duyan. Tellerini uçurumların
üstüne germeye cesaret eder, çan kulelerinin fethine girişir, uzaklara gider ve
dağları birleştirir, çelik teli iyice gergin olmalıdır. Uzun yürüyüşlerde sırık
kullanır, ortaçağın uçan adamıdır, blondin çağının yükselen adamıdır, ip
cambazıdır.” Kalemi kuvvetli, üslubu yumuşacık, dingin bir adam. Israrla
tavsiye edeceğim kitaplardan değil ancak okursanız pişman olmazsınız. Sel’den çıktı.