Metin Eloğlu. Şair, ressam. Ressamlığını bilmem ama müthiş bir
şairdir. İsmet Özel Türk Şiiri’nin Cantona’sı ise, Eloğlu Maradona’sıdır. Hınzırlığı, sadakati –ki ressamlarda nadir
görülür bir özelliktir-, samimiyeti -bu da ressamlarda nadir görülür şeylerdendir-, dik
başlılığı, serseriliği, alaycılığıyla baş tacıdır. Eloğlu’nu okumamak kayıptır. Yüzlerce nefis şiirinin bir arada
olduğu kitap tabii ki YKY’den çıktı.
Bulmak pek zor değil. Ben iki şiirini bilirim ezbere: Biri Lokman Hekimin Sev Dediği
(Bir kez olsun aşık olan herkesin ezberden okuması gereken bir şiir) diğeriyse Sen Gideli (Bir kez olsun aşk acısı
çeken herkesin ezberden okuması gereken bir şiir). Tabii ki Sen Gideli ile bitireceğim:
“yarın sabah yüzümü de yıkamayacağım
donum fanilam leş gibi oldu hele
tırnaklarım uzadı kesmeye üşeniyorum
biri sevabına çişimi de ettirse
sokağa çıktım mıydı akşam serinliğinde
bacaklarımda derman yok
rakı makı içiyorum gene olmuyor
ne Sabri’ye uğradığım var ne Celile’ye
başım dönüyor içim sıkılıyor ha bire
bu dünyada pırıl pırıl şeyler vardı hani
cümbüşler vardı kahkahalar vardı hoşbeşler vardı
hepsi peşine takılıp gitti mi ne
anlamam o kadar incesini
sen yanımdayken yaşamak güzeldi işte
bana maşallah derlerdi ne iyisin derlerdi
neysem neyim kime ne
kırtiplim bomboğum esiriklinin biriyim
dünya yıkıldı altında kaldım sanki
anlaşılan bu birisinden kazık yedi diyorlar
sen gitmeseydin de keşke
et sevmezdim ya inadına cızbız köfte yiyorum
küfür ediyorum sokaklara tükürüyorum
nerde o efendilik, kılı kırk yarmalar
adam sen de
tokalaşmalarla merhabalarla da ilişiğim yok
ışımış İstanbul’a bayılırdım bir vakitler
yaz bitecek diye ödüm kopardı
şimdi hepsi bilmemneyime
ya büsbütün yitirsem seni
ölsen ya da başka erkeğe varsan
sana dokunamasam sesini duyamasam
bırak alasen insanı deli etme
odayı Mürvet Hanım derleyip topluyor
temiz pak bir lokanta buldum sözde
sağa dön olmuyor sola dön olmuyor geceleri
önümüzdeki salıya gel bari “