PODCAST

12 Haziran 2014 Perşembe

Acemi Eğitimi - Can Kozanoğlu


Bazıları otobiyografi sevmez. Bazı nedenleri vardır. Bunlardan biri de otobiyografilerde ki bazı klişelerdir ('Kahrolsun bağzı şeyler'). Ortalama yazarlar biyografilerini yazarlarken hep aynı sorunun cevabını izahla meşgul olurlar: "Yaptım ama bir sor, neden yaptım?" Yazarımız Can Kozanoğlu bu Banker Bilo'lardan çok daha renkli ve şaşırtıcı biri olduğu için bambaşka şeyler anlatmış. Her hikayede ters köşeye yatacağınıza kalıbımı basarım. Muzaffer İzgü'nün Zıkkımın Kökü kitabındaki samimiyete benzer (buna muadil samimiyet örnekleri için bkz. Neşeli Günler, Hababam Sınıfı, Big Fish, para isteyince "pantolonumu getir" diyen baba) bir tat var bu kitapta. Oldukça da eğlenceli.  

Kitabın mottosu "Bazen en basit hakikatler öyle inanılmaz görünür ki, inandırıcı olmak için hakikatleri değiştirmek zorunda kalırsın" olsa gerek. İdam sehpasında 20 bin küsur kez top sektiren kadın, Adana sokaklarında koşan aslan, kıyamet alameti sayılan ve ateş yutan cüce, hipnoz ustası dadı, balıklara kukla oynatan, kerhaneden kadınla evlenip karısının çalışmasına izin veren dayının olduğu bir kitaba başka nasıl motto uygun olabilir ki? Yazar böyle bir cümleyi kurmak zorunda kalmış zira kimse kitaptaki hikayelerin gerçek olduğuna inanamıyor. Kitapta bana dokunan onca cümle içinden birini yazmak isterim, belki birilerini okumaya teşvik eder:

"Halam hiç maddi sıkıntı yaşamadı. İç sıkıntısını ise ölünceye kadar üzerinden atamadı."