PODCAST

10 Temmuz 2014 Perşembe

Kan Sıcak Akacak - Alp Buğdaycı



Alp Buğdaycı tecavüz ve işkence nedeniyle yargılandı. Olayın ardından yıllar geçti ve Alp Buğdaycı ısrarla suçsuz olduğunu iddia etti. Merak edenler için internette yeteri kadar dedikodu ve bilgi var; ben uzatmayacağım. Bir sene sonrasında da Kan Sıcak Akacak çıktı. ‘Halkın âr ve hayâ duygularını rencîde ettiği veya cinsî ârzûları tahrîk ve istismâr ettiği’ gerekçesiyle, Türk Ceza Kanunu’nun 426. maddesi gereğince toplatıldı ve hakkında ‘kamu davası’ açıldı. Kitap, raflarda bir hafta kaldı. Ardından, ‘Muzır Kurulu’nun raporuyla, ‘edebiyatdışı’ ilan edildi. 'Cinsel sapık eğilimlerin yaygınlaştırıldığı, evlilik müessesesinin yıpratıldığı, Türk aile kurumuna kaynaklık eden temel değerlerin yozlaştırıldığı ve neticede toplumun ahlâki çöküntüsünün hedeflendiği' tespit edilerek, müstehcen yaftası yapıştırıldı.


Kitabını Alp Buğdaycı şöyle anlatıyor: "Hapishaneden firâr eden üç mahkûmun hayâtta kalma mücadelesiyle örülen, biraz avantür, gergin, ihtiraslı hikâyeler toplamıdır. İstanbul’un sarmalında, kent cangılında, suç imparatorluğunun kâlbinde devâm eden, ‘sesli’ bir romandır." Hakikaten karanlık bir kitap. Üslubu ve tekniği de oldukça sıradışı. Alp, İrfan, Çetin, Dinç, Yusuf, Bekir, Cemil, Hayri, Azmi Duran, Kadir, Emre... Tüm karakterler hikayesini kendi ağzından, kendi üslubuyla anlatıyor. Zor iş. Altı çizilecek, insanın içine işleyen, yüzünü ekşiten onlarca cümle var. Türkçe Yeraltı Edebiyatı varsa eğer, Kan Sıcak Akacak bu payeyi en çok hak eden romandır kanaatimce. Yazarın sabıkasına bakıp esere kinlenmeyelim, bu kitabı öz evladımız gibi bağrımıza basalım derim. Mıknatıs Yayınları basmıştı zamanında ama sahaflarda bile bulmak zor. Yazarın internet sayfasından ücretsiz okuyabilirsiniz.