PODCAST

13 Eylül 2014 Cumartesi

Ova Alev Alev - Juan Rulfo



Juan Rulfo. 1917 Meksika doğumlu. Tek romanı Pedro Paramo. Cervantes Ödülü’ne layık görüldü. Ova Alev Alev ise tek öykü kitabı. Doğan Kitap’tan çıktı. Son zamanlarda gördüğüm en iyi kitap ve kapak tasarımı. Geray Gençer yapmış. Yeni İhap Hulusi demek belki iddialı olacak ama çizdikleri öyle sıyrılıyor ki diğerlerinden.


Kitabın kendine has bir üslubu var. Kavruk, umutsuz, alaycı. Sanki Meksika’nın kaybedeni. Hayat dersi vermeye kalkmıyor. Pek az diyalog var içinde. Çoğunlukla umutsuz bir monolog sürüp gidiyor. Öyküler bir şeyler anlatmaktan çok bir şeyler hissettirmek için yazılmış gibi. Cümlelerin altını çizmiyorsunuz, hikaye bitince biraz bakışlarınızı kaldırıp düşünüyorsunuz. Yuttuğunuz bir şeyi sindirmeyi bekler gibi. Ömrü vefa etseydi de keşke daha çok yazsaydı diyeceğim yazarlardan. Meksika’nın Yaşar Kemal’i. Öykü severlere ısrarla tavsiye ederim.

“Söyle öldürmesinler beni, Justino! haydi, git konuş onlarla. yalvarırım! Söyle onlara. Yalvarırım söyle.”

“Olacak şey değil. Bir çavuş var, seninle ilgili tek bir söz işitmek istemiyor.”

“Kandırmayı dene. Kafanı işlet, beni yeterince korkuttuklarını söyle ona. Haydi, yalvarırım git bir konuş bakalım.”

“Seni korkutmaya çalıştıkları falan yok ki. Seni öldürmeye kararlı görünüyorlar. Hem bir daha gitmek istemiyorum oraya.”

“Bir yol daha git. N’olur, belki bir şeyler yapabilirsin.”

“Hayır, gitmek istemiyorum. Bu kez senin oğlun olduğumu mutlaka anlarlar artık. İkide bir üstlerine varırsam, kim olduğumu anlayıp beni de kurşuna dizmeye kalkarlar. İyisi mi, her şeyi oluruna bırakalım.”

“Dinle, Justino. Söyle onlara, biraz acısınlar bana. Bunu söyle yeter.”

Justino dişlerini sıktı, başını iki yana salladı.

“Albayı görmek için izin iste çavuştan. albaya moruğun, işe yaramazın teki olduğumu anlat. Beni öldürmekle ne geçecek ki eline? Hiç. Herkes gibi onun da bir ruhu yok mu? Beni öldürmekten vazgeçerse, ruhunun selâmete erişeceğini söyle ona.”

Justino üstüne oturduğu taş yığınından kalktı, ağılın kapısına doğru ilerledi. Sonra arkasına dönerek, “Peki, gidiyorum,” dedi, “ama beni de vurmaya karar verirlerse, karıma ve çocuklarıma kim bakacak?“

“Tanrı onların rızkını verir, Justino. Şimdi git, bir şeyler yapmaya bak. Kurtar canımı.”