PODCAST

3 Ekim 2014 Cuma

Mücevherlerin Sırrı - Ahmet Hamdi Tanpınar



Ahmet Hamdi Tanpınar'ı tanımayan yoktur. Yıllarca muhafazakar kesim sahiplendi nedense. Geçtiğimiz yıllarda solcular da keşfetti. Türkçe'nin belki de en güzel romanı olan Huzur'u yazdı. Güzel Sanatlar Akademisi'nde sanat tarihi hocalığı yaptı. Çok gezdi. Bir ara milletvekili bile oldu. Bir çok kelime onla hayat buldu, meğer ne güzellermiş onla anlaşıldı. Mücevherlerin Sırrı, Ahmet Hamdi'nin derlenmemiş yazıları, anket ve röportajlarından oluşuyor.

Süprizli bir kitap. Dil ağdalı değil. Ne müthiş bir düşünce adamı olduğunu bu kitapla öğrendim. Üslup sahibi, karakterli biri. Sevenleri için bilhassa tavsiye ederim. Daha önce Tanpınar okumamışlar için pek uygun bir başlangıç olmayabilir. Bu kez YKY'den (Dergah değil). Bulmak kolay.    

"Bir insanın behemehal birkaç yüzü olmalıdır. Mustarip, neşeli, vaitkar, hayırhah, hürmetli, minnettar, dost, münkir, tehdit edici, velhasıl zemin ve zamana göre takabileceği ve taktığı anda kendisini hedefine en kısa şekilde götürebilecek yüzler... Anladınız mı genç adam!.. Tek yüzle hayat olmaz. Lakin görmüyor musunuz kiyardımcı yüzleriniz olmadığı için çehreniz daha bu yaşta ihtiyarlamış, bitmiş, buruşuk ve çizgi içinde kalmış. Onu dinlendirmeniz, zaman zaman değiştirmeniz lazım."

"Bugünkü sanatkar sadece arama ve araştırma vaziyetinde kalmak istiyor, akacağı yolu serkeş hamleleriyle açmaya çalışan genç bir nehir gibi görünmekten hoşlanıyor. Her hal ve tavırda eğer icap ederse her şeyi tekrar ve yeniden başlamaya hazır olduğunu gösteren bir hal, bir nevi meydan okuma var."

"- Sanatta eski ve yeni diye bir ayırma yapıyor musunuz?
 - Güzel ve çirkin diye bir ayrılık olabilir Bence güzel daima yenidir."