Retorik çok kabaca laf salatası anlamına geliyor. Antik
filozofların bilhassa kafa yorduğu bir konu. Bilindik hikayedir; o dönemlerde bu
bilgeliklerini, hatipliklerini yüksek ücretler karşılığı öğretenler çıkmış (Sofistler). Bilgiyi hükmetme aracına
çevirmişler. Haksız bir adam ikna yeteneği sayesinde haklıya baskın çıkmaya
başlamış vs... Bu sahte ya da aldatıcı argümanlara dayanan retoriği Platon zinhar kabul etmemiş. Platon’un sofistleri mahkûm etmesi
retorik tarihinde çok belirleyici olmuştur. Kimi zaman propaganda, kimi zaman kandırma
ve aldatma olgusuyla ilişkilendirilen retorik, o dönemden beri zihnin söylem ve
fikirlerle manipüle edilmesine indirgenmiştir çoğu zaman. Her neyse, Michel Meyer yazmış tüm bunları.
Kitabının adı da tahmin edebileceğiniz gibi Retorik.
Yazarı kitabı
okumadan önce tanımazdım. Bilindik bir isim değil fakat çeviriyi İsmail Yerguz’un yapması her şeyi
değiştiriyor. O’nun kalbur üstü olmayanla vakit kaybedeceğine inanmam. Hele ki Dost’tan çıktıysa bu kitap. Fakat tüm
bunlara rağmen beklediğimi buldum diyemem. Anlatım basit, sınıflandırma net,
laf kalabalığı yok ancak duymadığım şeyler yoktu bu kitapta. Kendi adıma vakit
kaybı oldu diyebilirim. Konuya ilgisi olan başkaları için faydalı olabilir.
Kitabı bulmak çok zor değil.
“İdeoloji kapalı devre işler ve bu bağlamda onu tartışmaya açacak bir
kırılma ya da parçalanma mümkün değildir. Her zaman haklıdır ve globaldir. Bir örnek
verelim. Bir ilkel kabile büyücüsü yağmur yağdıran bir kültten yararlanmaya
çalışır. Oraya giden bir Avrupalı bunun çok saçma olduğunu söyler. Büyücüden bu
yolla yağmur yağdırmasını ister. Büyücünün bu isteği yerine getirmek amacıyla
gösterdiği çabalardan bir sonuç çıkmaz. Sonuçtan çok memnun olan Avrupalı
etnolog bu iddianın ne kadar boş olduğunu ısrarla belirtir. Ne diyecektir büyücü?
Avrupalı, istekleriyle tanrılara hakaret etmiştir, kötü bir zaman seçilmiştir,
halk günah işlemiştir vb ... Bütün bunlardan çıkan sonuca göre tanrılar
çağrısına cevap vermemiştir vb. Kısacası, yağmur yağmaması dinsel ideolojiyi sakatlamak
şöyle dursun, güçlendirmiş, doğrulamıştır. Bir postulattır o, tartışılacak bir
yanı yoktur; dolayısıyla, ne olursa olsun, onun aracılığıyla her şey mükemmel
biçimde açıklanır.”